I.GİRİŞ
Avukatın serbest meslek faaliyeti sonucu elde ettiği kazanç iki şekilde sağlanabilir. Bunlardan ilki; avukat ile iş sahibi arasında akdedilen avukatlık ücret sözleşmesi diğeri ise yargı organlarınca hükmedilen vekalet ücretidir. Avukatlık Kanunu’nun 164. Maddesinin son fıkrasında, dava sonunda hükmedilen vekalet ücretinin avukata ait olduğuna yer verilmiştir. Bu durumda avukat ile iş sahibi arasında bir avukatlık ücret sözleşmesi söz konusu ise avukatın hukuki yardım sonucu elde ettiği kazanca ek olarak mahkemece hükmedilen vekalet ücretine de hak kazanabileceği şeklinde bir görüş bulunmakla birlikte aksini savunan görüşler de vardır. Tartışmanın temelini ve yazımızın konusunu da bu iki karşıt görüş oluşturmaktadır.
II. AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Avukatın iş sahibine hukuki yardımı sonucunda bir kazanç elde etme isteği avukata kanunla tanınan bir ayrıcalıktır. Avukatlık sözleşmesi, avukat ile iş sahibi arasında, avukatın hukuki yardımda bulunmayı üstlendiği, iş sahibinin de kural olarak yapılan iş karşılığında ücret ödeme borcu altına girdiği tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme şeklinde tanımlanmaktadır.[1] Bu sözleşmenin taraflar arasında yapılması zorunlu değildir. İş sahibi ile avukat arasında akdedilen sözleşmede avukatlık ücreti, Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirlenen sınırlar dâhilinde serbestçe kararlaştırılabilir.[2] Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.[3]
II. YARGI ORGANLARINCA HÜKMEDİLEN VEKALET ÜCRETİ NEDİR?
Avukata o iş ile ilgili takip yetkisinin verilmesi halinde avukatın hukuki yardımı sonucunda iş sahibi bir ücret ödeme borcuna girer ve bu durum yargılama gideri sayılarak mahkemece belli ölçütler sonucunda vekalet ücretine hükmedilir. Avukat işi takip yetkisini vekaletname ibraz ederek mahkeme nezdinde ispatlamış olur. HMK’nın 323. Maddesine göre; vekalet ücreti yargılama giderlerinden sayıldığı gibi 330. Maddesinde de vekalet ücretinin haksız çıkan tarafa yükleneceği ve haklı çıkana verilmesini düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, haksız bir iş veya işlem nedeniyle dava açmak zorunda kalan ya da kendisine karşı haksız bir şekilde dava açılan kişinin katlandığı masrafların söz konusu kişiye iadesinin sağlanması, adalet anlayışının, hakkaniyetin, Anayasa’yla ve uluslararası sözleşmelerle korunan mülkiyet hakkının korunması ve hak arama özgürlüğü ilkelerinin bir gereğidir.[4]
III. YARGI ORGANLARINCA HÜKMEDİLEN VEKALET ÜCRETİNİN KİME AİT OLACAĞI TARTIŞMASI
Tartışmanın temelini Avukatlık Kanunu’nun 164. Maddesinin 4. Fıkrası oluşturmaktadır. Bu maddeye göre; “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti, avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” Madde vekalet ücretinin avukata ait olacağı hususu HMK’da vekalet ücretinin yargılama gideri olarak sayılması ile çelişki doğurmakla beraber yargı organlarınca hükmedilen vekalet ücretinin davayı kazanan taraf lehine mi avukat lehine mi olacağı şeklinde uygulamada bir tartışma meydana gelmiştir. Çünkü vekalet ücreti HMK’ya göre bir yargılama ücreti sayıldığından vekalet ücretine hükmedilmesi halinde ancak taraflar arasında geçerli olması söz konusudur. Avukatlık Kanuna göre ise bu ücret avukata aittir. Buna göre avukat ile iş sahibi arasında avukatlık ücret sözleşmesi akdedilmişse, avukat hem bu sözleşmeden doğan ücreti hem de mahkemece hükmedilen vekalet ücretini alabilecektir. 2001 yılında yapılan değişiklikten önce mahkemece hükmedilen vekalet ücreti avukata aittir ancak aksi kararlaştırılabilecektir.
Yapılan değişiklikle “aksi kararlaştırılmadıkça” ifadesi kaldırılmıştır. Bu durum Anayasa Mahkemesi’ne de taşınmıştır. Ancak AYM yapılan değişikliğin amacının tarafların aralarında ayrıca bir avukatlık ücreti kararlaştırmamaları durumunda avukatın emeğinin karşılıksız kalmamasını sağlamak olduğu, avukatlık sözleşmesinin yapılıp yapılmamasının avukat ile asil arasındaki bir iç sorun olduğu ve dava ehliyetine sahip olan kişinin avukatın kendisini temsil etmesine ihtiyaç duymadan iddiasını kanıtlamak için dava açıp takip edebileceği gerekçesi ise 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı kanun ile değişiktirilen 164/son maddesinin “ Anayasada düzenlenen hak arama özgürlüğüne ve adalet anlayışına aykırılık teşkil etmeyeceğini” belirterek, iptal talebini reddetmiştir.[5] Bu görüş doğrultusunda vekalet ücretinin avukat ait olması gerektiğinin savunulmasıyla beraber bazı yazarlar Avukatlık Kanunu madde 164’ün emredici hüküm niteliğinde olmadığından hareketle taraflar arasında aksinin kararlaştırılarak söz konusu ücretin müvekkile ait olabileceğini ileri sürmektedirler.
AYM kararına rağmen Yargıtay Hukuk Daireleri ile Yargıtay Ceza Dairelerinin bu konuda farklı kararları bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Daireleri değişiklikten sonra bir müddet uygulamalarında değişikliğe gitmemiş ve yargılama giderlerinin taraf arasında hüküm doğuracağından hareketle vekalet ücretinin müvekkile ait olacağına karar vermiştir. Ceza Genel Kurulunun ise mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin aksİ kararlaştırılmadığı sürece avukata ait olacağına karar verilmiştir. Düzenlemeden sonra bir müddet çelişik kararlar verilse de zamanla uygulamada bu konu üzerindeki anlaşmazlıklar yerini vekalet ücretinin avukata ait olacağı kanaatine bırakmıştır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2009 16.02.2009 tarihli 2008/22474 esas numaralı kararı; “…Somut olayda, alacaklı vekili vasıtasıyla lehine ilamda hükmedilen 39.500.-TL. vekalet ücreti alacağının tahsili için takip yapılmış ve icra vekalet ücreti de talep edilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2. ve 11. maddelerine göre; avukat vasıtasıyla takip edilen icra işlemlerinde tarifeye göre, vekil lehine icra vekalet ücreti ödenir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler nazara alınarak, icra vekalet ücreti talebinde bir usulsüzlük bulunmadığından şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.” şeklindedir.
III.SONUÇ
Tüm bu bilgiler ışığında uygulamada yargı organlarınca hükmedilen vekalet ücretinin avukata ait olacağı yönünde genel bir kanaat oluşsa da hak arama özgürlüğü bakımından ihlal niteliği taşıdığı görüşü de ileri sürülmektedir. Avukat ile müvekkili arasında bir avukatlık ücret sözleşmesi var ise avukatın hem sözleşmeden doğan ücrete hak kazanması hem de mahkemece hükmedilen ücreti alması bazı yazarlara hakkaniyetli gelmemektedir. Bu durumda davacı da hükmedilecek vekalet ücreti bakımından hak arama imkanından yoksun kalabilecektir. Ancak bir avukat ücret sözleşmesi söz konusu değilse AYM kararında da ifade edildiği gibi avukatın emeği karşılıksız kalmamış olacaktır.
[1] Alıntılanan, A. R. (2016, Temmuz). AVUKATLIK SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI VE HUKUKİ NİTELİĞİ. Şubat 28, 2018 tarihinde Türkiye Adalet Akademisi Dergisi: file:///C:/Users/user/Downloads/26a06-847d0-e8e5b-14486.pdf adresinden alındı
[2] Alıntılayan, M. Ş. (2016). YARGI ORGANLARINCA HÜKMEDİLEN VEKÂLET. Şubat 28, 2018 tarihinde Dergi Park: http://dergipark.gov.tr/download/article-file/155613 adresinden alındı
[3] AVUKATLIK KANUNU m.164/f:4 .
[4] Şimşek, M. (2016). YARGI ORGANLARINCA HÜKMEDİLEN VEKÂLET. Şubat 28, 2018 tarihinde Dergi Park: http://dergipark.gov.tr/download/article-file/155613 adresinden alındı
[5]Alıntılayan, Deniz Küzeci, Kemal VURALDOĞAN. (2006). İÇTİHADLAR IŞIĞINDA VEKALET ÜCRETİ TARTIŞMASI. Şubat 28, 2018 tarihinde Ankara Barosu: http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/hgdmakale/2006-3/23.pdf adresinden alındı
Comments