top of page

TEMİNAT SENEDİ NEDİR?

TEMİNAT SENEDİ NEDİR?

Teminat senedi kavramı yasal bir düzenlemeye dayanmamakta ise de; uygulamada ticari ve ekonomik hayatta kullanılması sebebiyle karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle bir senedin teminat senedi vasfını kazanabilmesi için hangi unsurları taşıması gerektiğinin ve bu senedin varlığı halinde taraflarca nasıl hareket edileceğinin bilinmesi gerekir.

Teminat senedi; taraflarca akdedilen bir sözleşme uyarınca borçlu tarafından bir mal veya hizmetin yerine getirilmesi veya taahhüdün verilmesi söz konusu olduğunda borçlunun bu yükümlülükleri yerine getirmediği takdirde karşı tarafa bir miktar bedel ödemeyi kabul ettiği özel bir senet türüdür. Bu senet türü; bono üzerine bazı kayıtların eklenmesi suretiyle elde edilmekte olup, söz konusu kayıtların neler olduğuna yargıtay kararlarında açıkça yer verilmiştir.

Buna göre; öncelikle bir bononun teminat senedi vasfı kazanabilmesi için vade kısmına “Teminat senedidir.” ifadesinin yazılması gerekir. Bununla birlikte; senedin ön yüzünde senedin temelini oluşturan sözleşmeye açıkça yer verilmesi, senedin arka yüzüne ise sözleşmenin konusunun, borçlu tarafından edim yerine getirildiğinde söz konusu senedin geçersiz olacağının ve senedin ciro edilemez olduğunun yazılması gerekir. Son olarak; teminat senedi tarafların bilgisi dahilinde doldurulmalı, aksi takdirde senedin geçersiz sayılacağı bilinmelidir.

Teminat senedinin amacı; alacaklının, borçlu tarafından ileri sürülen vaat yerine getirilmediği takdirde uğrayacağı zararın tazminini sağlamaktadır. Şayet; borçlu tarafından teminat senedinin dayanağı olan sözleşmedeki yükümlülük yerine getirilmez ise; elinde teminat senedi bulunan alacaklı ya icra takibi yoluna başvurabilecek ya da borçlu aleyhine alacak davası açabilecektir.

Teminat Senedinin Alacak Davasına Konu Edilmesi

Borçlu tarafından teminat senedinin dayanağı olan sözleşmedeki yükümlülük yerine getirilmez ise; alacaklı sözleşmenin içeriğine göre belirlenecek görevli mahkemede alacak davası açarak, şartlarına uygun olarak düzenlenmiş teminat senedinde yer alan tutarın tarafına ödenmesini talep edebilir. Borçlu bu durumda senette belirtilen bedeli ödemiş ise; söz konusu ödemeye ilişkin delillerini (tahsil makbuzu, fatura vb.) mahkemeye sunmak zorundadır. Aksi takdirde; dava sonunda alacaklının talebi kabul edilmiş olacak, borçlunun söz konusu bedeli ödemesi gerekecektir. Bunun yanında borçlu yine sözleşmenin zamanaşımına uğradığı gibi iddialarını da bu yargılamada ileri sürebilecektir. Ancak alacaklı lehine verilen ilama rağmen borçlu tarafından söz konusu tutar ödenmez ise; bu durumda alacaklı ilamlı icra takibi yoluna başvurmak zorunda kalacaktır. Bu nedenle alacaklının elinde hukuka uygun olarak düzenlenmiş bir teminat senedi mevcut ise alacak davası açmak yerine doğrudan icra takibi yoluna başvurmak daha yararlı olacaktır.

Teminat Senedinin İcra Takibine Konu Edilmesi

TTK’da kıymetli evrakların yasal unsurlarından biri de koşulsuz şartsız bir para borcunu içermeleridir. Oysa teminat senedinde; borcun yerine getirilmesi şarta bağlıdır. Şöyle ki; borçlu edimini yerine getirmediği takdirde ancak senette yazılı borçtan sorumlu olacaktır. Bu nedenle; elinde hukuka uygun olarak düzenlenmiş bir teminat senedi bulunduran alacaklı elindeki senet kıymetli evrak niteliğinde bulunmadığından kambiyo takibine özgü haciz yoluna değil, ilamsız icra takibi yoluna başvuracaktır.

İlamsız icra takibi yolunda borçlu şartları mevcut ise ya senetteki imzaya ya da borca itiraz edecektir. Bunun üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali veya kaldırılması davası açılacak bunun sonucunda hüküm kurulacaktır. Ancak burada borçlu bakımından menfi tespit davası açılması ihtimaline de özellikle değinmemiz gerekecektir.

Teminat Senedi ve Menfi Tespit Davası İlişkisi

Menfi tespit davası; davalı tarafından var olduğu iddia edilen borç ilişkisinin mevcut olmadığının tespiti amacıyla borçlu olduğu iddia edilen davacı tarafından icra takibinden önce veya sonra açılabilecek dava türüdür. Ancak ister icra takibinden önce ister icra takibinden sonra açılsın, her iki durumda da davacının borçlu olmadığının tespiti hususunda hukuki yararı bulunması gerekmektedir. Şöyle ki;

1-Şayet; alacaklının elinde hukuka uygun olarak düzenlenmiş bir teminat senedi mevcut değil ise yahut teminat senedinin temeli herhangi bir sözleşmeye dayanmıyorsa bu husus icra takibinde borca itiraz ile sürülebileceğinden menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.

2- Borçlu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı kanaatinde ise bu husus yine icra takibinde imzaya itiraz ile ileri sürülebileceğinden ayrıca senedin sahteliğine ilişkin olarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.

3- Yine icra takibi mevcut ve borç zamanaşımına uğramış ise; bu da borca itiraz yoluyla ileri sürülebileceğinden menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.

4- Alacaklı tarafından itirazın iptali veya kaldırılması davası açılır ve alacaklı lehine sonuçlanır ise de gerekli tüm savunmalar söz konusu yargılama süreçlerinde borçlu tarafından ileri sürülebileceğinden daha sonra ayrıca menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.

5-Alacaklı tarafından icra takibi yoluna başvurmak yerine alacak davası açılmış ise; borçlu menfi tespit davasında dayanacağı tüm delil ve iddiaları bu davada ileri sürebileceğinden yine menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.

Bu hallerde mahkemece, dava şartlarından biri olan hukuki yarar yokluğundan menfi tespit davasının reddine karar verilir.

Ancak; borçlu ödeme emrine hiçbir şekilde itiraz etmemiş ise; söz konusu delil ve iddialarını ancak açacağı menfi tespit davası ile ileri sürebileceğinden bu durumda menfi tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmaktadır.

Sonuç olarak; elinde teminat senedi bulunduran alacaklı senetteki bedelin tahsili amacıyla ya alacak davası açacak ya da ilamsız icra takibi yoluna başvuracak, şayet senet bu şartları taşımıyor ancak kıymetli evrak özelliğini koruyor ise de kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna başvuracaktır. Bu hallerde; borçlu yukarıdaki açıklamalara uygun olarak hareket ederek gerekli savunmaları yapacak, karar ileri sürülen delillere göre verilecektir.

bottom of page